The Finesse in Design by Nadezhda Kopylova: How to read a book cover — Engin Kurtay

A true academic work is a besetting output. It mustn’t gratify anyone. This peskiness of the academic work is what distinguishes it from what it is scholastic. By the same respect, a Real artwork too, it is analogous to the academic: a true art satirizes the status quo order and it’s beneficiaries while the scholastic presentment pleases them.

——————💪—————— Continue reading “The Finesse in Design by Nadezhda Kopylova: How to read a book cover — Engin Kurtay”

OUR MISSION-II


The back cover of the first Workshop’s Proceeding

What was the cause of this allergy — that they were abusing the notion of ‘academic autonomy’ that they so fiercely defended, in its most negative sense as ‘the freedom to marginalize a certain kind of knowledge‘?

Our basic hypothesis here is this:

Establishing and maintaining an ideological hegemony is only possible if the loyalty noose between the epistemic community and the layers below it, is carefully being kept INVISIBLE. A situation in which an epistemic community (a politicized academic group) exposes it’s liaison with propagandists or agitators indicates the collapse of their ideological hegemony.

Continue reading “OUR MISSION-II”

Inessa Armand versus Alexey Shmakov – Engin Kurtay, Ali Polat

The Hysterical side as opposed to the Factual side of The 1905 “Russian Revolution”


Istanbul Institute of
Russian and Sovietic Studies

The mass gathering scene of the political action film by James McTeigue, V for Vendetta (2005) reminds us the October (1928) of Sergei Eisenstein! However, there is a slight but crucial difference: the crowd in the film heads towards the Parliament.

Not to the Buckingham Palace! …

And, neither any audience nor any cocky film analyst have so far questioned what could have been going on in the Buckingham Palace during those moments of blowing the Parliament up. The film never shows anything related to the Royal Order. It successfully makes the audiences to forget the fact that there actually exists a kind of centralized power in Britain. Continue reading “Inessa Armand versus Alexey Shmakov – Engin Kurtay, Ali Polat”

Why Kamala Harris was destined to fail? – The paradoxes of anti-WASP left – Engin Kurtay, Ali Polat

Professor Zizek’s paradox is due to a false contradiction that can exchange their roles with each other like any other paradox:

A) Those who can give up their own identity and have the privilege of talking about the victimization of the victims: We call this group WASP: the initials of white; Anglo Saxon; Protestant. Male is often added to it too: WASP+male.

B) Those who can declare their own identities without being stamped as fascist: This group includes all skin colors and ethnicities other than WASP. We call this group non-WASP. However, this group is not uniform in itself. They position themselves in a spectrum of different degrees of grievances and victimizations: the farther you are from WASP, the more authentic victims you are. For example, an Afro American is more underprivileged than a “brown” (mixed blood); a Bengali is more underprivileged than a Chinese; a Chinese is more than an Italian; a muslim is more than a buddhist; a buddhist is more than a catholic; a transsexual is more than a homosexual; a lesbian woman is more than a straight woman … and they altogether are victims of the WASP+male. Continue reading “Why Kamala Harris was destined to fail? – The paradoxes of anti-WASP left – Engin Kurtay, Ali Polat”

Kamala Harris neden kaybetmeye mahkumdu? – Engin Kurtay, Ali Polat

Profesör Zizek’in paradoksu, her paradoks gibi birbiriyle rollerini değiş tokuş edebilen sahte bir çelişkiden kaynaklıdır:

A) Kendi kimliklerinden vazgeçerek mahrumların mağduriyeti üzerine konuşma ayrıcalığına sahip olabilenler: Bu gruba WASP diyoruz: beyaz (white); Anglo Saxon; Protestan sözcüklerinin baş harflerinden oluşuyor. Buna “erkek” de eklendiği olur (Bunun Türkiye’deki karşılığının BEST olduğu söyleniyordu: beyaz; sunni, Türk).

B) Faşist damgası yemeden kendi kimliklerini söyleyebilenler: Bu grup ise bunun dışında kalan tüm renklileri ve etnileri kapsıyor. Bu gruba da WASP-olmayanlar diyoruz. Ancak bu grup yeknesak değil. Kendilerini farklı derecelerde bir mağduriyetler spektrumu içinde konumlandırıyorlar: WASP’tan ne kadar uzaklaşırsanız o kadar otantik mağdur oluyorsunuz. Örneğin bir afro-amerikalı bir meleze göre; bir Bengal’li bir Çinli’ye göre; bir melez bir İtalyan’a göre, bir müslüman bir budiste göre; bir budist bir katoliğe göre; bir trans bir eşcinsele göre; bir eşcinsel bir kadına göre daha mağdur… ve toplamda bunların hepsi de WASP+erkek karşısında mağdur… Continue reading “Kamala Harris neden kaybetmeye mahkumdu? – Engin Kurtay, Ali Polat”

Covid-19, maneviyata giden yolun SEKSTEN geçtiğini hatırlatacak mı? – Prof Slavoj Zizek


Çeviri: Engin Kurtay
Kaynak: İngilizce orijinali Russian Times’ta 20 Nisan 2020 tarihinde yayımlanmıştır.


Prof Zizek, Sapığın Sinema Rehberi’nde Tarkovsky’nin Stalker filmini anlatırken

Covid-19 salgınının dijital seks dünyasına hareketlilik getirdiğine kuşku yok. Öte yandan fiziksel yakınlığın önemini, iki insan arasında yaşanan seksin maneviyatın ön koşulu olduğunu da insanlığa hatırlatmasını umuyorum. Continue reading “Covid-19, maneviyata giden yolun SEKSTEN geçtiğini hatırlatacak mı? – Prof Slavoj Zizek”

Covid-19 günlerinde sağ kalma rehberi: basit hazlarınızdan utanmayın, Valhalla Murders izleyin, herşey bir oyunmuş gibi düşünün – Prof Slavoj Zizek

Russian Times’ın 28 Mart 2020 08:01 tarihli yayınındaki İngilizce orijinalinden Engin Kurtay tarafından Türkçe’ye Sendika.org için çevrilmiştir.

“Çalışmanın” arka planında ‘para kazanacağım’, ‘tatile gideceğim’ gibi motivasyonlar yok. Çünkü kimse bundan sonra parası olsa bile tatile gidip gidemeyeceğinden emin değil. Dünya algısı, başını sokacak bir evinin olması ve karnını doyuracak yemeğin olmasından ibaret hale geldi. Bunun yanında birilerini sevmek, kollamak ve şu an bunun için yapılması gerekenler öne çıkmış durumda. ‘Daha fazlasına ihtiyacım var’ düşüncesi gerçekdışı hale geldi. Yabancılaşmadan bu kadar arı, saygın yaşam tanımına bundan daha iyi uyacak bir yaşam düşünemiyorum. Salgın geçtikten sonra da bugün edindiğimiz bu alışkanlıkların hiç olmazsa kısmen devam etmesini umuyorum. Continue reading “Covid-19 günlerinde sağ kalma rehberi: basit hazlarınızdan utanmayın, Valhalla Murders izleyin, herşey bir oyunmuş gibi düşünün – Prof Slavoj Zizek”

October filminin fantezi evreni – Ali Polat, Engin Kurtay

Istanbul Institute of
Russian and Sovietic Studies

Rusya halkı, sağda solda düzenlenen birkaç cılız etkinlik dışında 7 Kasım 2017’yi normal bir gün gibi geçirdi. Komünist partinin yaptırdığı bir ankete göre Rusya halkının %58’i Ekim Devrimi’nin 100. yıldönümünden habersizdi (1).

Oysa Sovyet döneminde 7 Kasım, büyük törenlerin yapıldığı bir tatil günüydü.

Bağımsız Rus Tv kanalının editörü, belgesel film yapımcısı Mikhail Viktorovich Zygar, Rus basınının Ekim Devrimi’ne kayıtsız kalmasına çok şaşırdığını söylemişti (2).

Rusya Devlet Başkanı V. Putin, 7 Kasım’dan dört gün önce (3 Kasım 2017) Ekim Devrimi’nin kendi tarihlerinin karışık bir parçası olduğunu ve bu tarihe tarafsız ve saygılı davranılması gerektiğini söyledi (3). Continue reading “October filminin fantezi evreni – Ali Polat, Engin Kurtay”

Enjoying what we don’t have* – Engin Kurtay

(*) The title is barrowed from the book of Todd McGowan, “Enjoying what we don’t have – The political project of psychoanalysis“, University of Nebraska Press, 2013.

(Sendika.org’da Türkçe’sini okumak için tıkla)

How does the symbolization of a lack turns into fun? To understand this mechanism, I will proceed under the guidance of the articles of Professor Slavoj Zizek’s “Ego Ideal and the Superego, Lacan as a Viewer of Casablanca” and Owen Hewitson’s “What Does Lacan Say About … Jouissance?

The ideal ego is the way the subject (small other) desires to be perceived by Other, thus, it is ‘imaginary’. Ego Ideal, by contrast, is the subject’s self-positionning into societal rules, thus, it’s “symbolic”. The superego is distinguished from Ego Ideal as its back-face, evil twin: it judges, “stigmatizes” the subject by its inadequacy to conform law. It mocks, have fun with it. Here reveals the paradoxical formula that connects ‘jouissance’ to ‘obscene’: The more Subject tends to comply, the more it becomes subject to get judged and stigmatized – and this duality of opposite agencies (Ego Ideal versus the superego) become eventually trapped into a swirl of self-perpetuating ‘obscene jouissance’. Continue reading “Enjoying what we don’t have* – Engin Kurtay”

Karşıtına dönüşen feminizm ve Zizek’in uyarısı

İyi, kötü ve çirkin (Kollontai, Goldberg ve Steinem)

Geçenlerde Sendika.org’da yayımlanan Profesör Zizek’in Modern dünyada cinsellik: “Evet, evet, evet” aslında “hayır” anlamına gelebilir mi?” başlıklı makalesi, feminizmin çıkmazları üzerine etraflıca düşünmek için sağlam bir çatı oluşturuyor. Yazının sonunda ele alınan Lewinsky’nin beyanları #metoo hareketinin ana temasını örnekliyor. Ana tema şöyle : sahnede hep “güçlü” bir erkek var… bu ünlü bir işadamı, sanatçı, aktör, TV yorumcusu, yani kariyerli ve varlıklı bir erkek olabiliyor… ve kampanya tipik olarak erkeğin bu gücünü kadınlar üzerinde seks için kullanmasını yargılıyor.

Continue reading “Karşıtına dönüşen feminizm ve Zizek’in uyarısı”

Kasabanın sırrı ve dört koridor

JOINT ARTICLE WITH PROF ŞENER ÜŞÜMEZSOY
THE REDSKIN!!!!

Putin, Sochi’de kasabanın sırrını açıklarken…

Kültür-kimlik siyasetçisinin ‘halk’ dediği şeyin, aslında ‘demokrasi’ kavramındaki ‘demos’a isabet etmediğini tespit etmemiz gerekir. Kültür-kimlik siyasetçisinin dilindeki ‘halk’, türlü politik adapçı isimlendirme cambazlıklarıyla bireye kadar bölünebilen ve gerçekte karşılığı olmayan bir şeydir. ‘Demokrasi’ kavramındaki ‘demos’a karşılık gelen ‘demokratik hak’ ise, ortak bir coğrafyayı ve bu coğrafya üzerinde yaşayan insan topluluğunun (demos’un) bu ortak coğrafyayı paylaşmasından kaynaklı ortak sorunlarıyla başetmek için belirledikleri hak ve sorumluluklara işaret eder. Öyleyse kültür-kimlik siyasetçisinin ‘Demokratik hak’ dediği şey, daha en baştan ‘demokrasi’ sözcüğünün anlamıyla (analitik düzeyde) çelişir: her türlü ayrılık/özerklik talepleri daha en baştan coğrafya ortaklığını ve bu ortaklıktan kaynaklı sorunları yadsımasıyla -tanımdan hareketle- ‘demokratik’ değildir. Dolayısıyla bunu savunmak her durumda ‘demos’un üstünden ve havadan bir konuşma biçimidir.

Continue reading “Kasabanın sırrı ve dört koridor”

Cinselliğin Politikası (olmaz) – Bölüm 4 – Prof Slavoj Žižek

Bizim üzerinde çalışacağımız asıl eksen, bu ortadaki iki “normal” arasındaki çatışma eksenidir [y ekseni]. Meselemiz, ortadaki bu iki kampın her ikisinin de kendi tarafındaki aşırı versiyonunu görmezden gelerek bununla hesaplaşmaktan yan çizmesidir. Ilımlı-muhafazakar müslümanlar müslümanlığın IŞİD-Boko Haram tipi baskıcı barbar versiyonunu görmezden gelir, benzer şekilde kadın ve gey haklarının “açık fikirli” savunucuları da LGBT+’nın maskaralıklarını görmezden gelir. Ortadaki bu her iki kamp da, kendi taraflarından üreyen bu aşırı uçların kendi [dünya kurgularında, kuramlarında] çözümsüz bıraktıkları noktalardan üreyen arızalar olduğunu tartışmak istemezler.

Continue reading “Cinselliğin Politikası (olmaz) – Bölüm 4 – Prof Slavoj Žižek”

Sexual is (not) Political – Part 4 – Prof Slavoj Žižek

The opposition between the sexual politics (“biopolitics” in Foucaultian terms) of religious fundamentalism (whose extreme cases are ISIS and Boko Haram) and the radicalism of LGBT+ forms an axis of excesses from which one should distinguish another axis [axis-y], the one of the opposition between the two “normal” (and much more predominant) stances, the “normal” conservative family ideology which is ready to deplore the extremist excesses [the red curve], and the “normal” stance of liberal permissiveness which supports feminism and gay rights but prefers to mockingly dismiss the excesses of LGBT+ [the blue curve].

The basic axis is this one [y]. And each of its two opposed poles [the closer peaks to y-axis of both red and blue curves] tends to dismiss its radicalized version (Muslim-style extreme subordination of women is rejected by moderate-conservative Muslims; the excessive measures advocated by LGBT+ are also rejected by the mainstream advocates of women’s rights and of gay rights). Each side rejects such extremes as its own pathological outgrowth, as something belonging to those who have lost the proper human measure.

Continue reading “Sexual is (not) Political – Part 4 – Prof Slavoj Žižek”

Emperyalizmin Tahta Atları – Atilla İlhan, Engin Kurtay

tmp_8592-Ayiti21507548804.jpg

Haiti Devrimi: “Batılının kendi iç çelişki ve çatışmalarından türeyen evrensel değerleri, sömürgeci Batılıya karşı kullanan Devrim!

ÖNSÖZ: Profesör Zizek’in Attawapiskat örneği, buna karşılık başarılı bir modernizasyon örneği olarak Köy Enstitüleri örneği, ve bunların yanında emperyalizmin güncel tahta atları olarak siyasal ve – sözde – “ılımlı” islami endoktrinasyon kurumları olarak ortaya çıkan cemaat okulları örneğinin yanında Özel Yabancı Okulların durumunu da bugün yeni baştan tartışmaya başlamak gerekiyor. Cemaat okulları gibi, Lozan Antlaşması’nın söküp atamadığı bu eğitim kurumları da Profesör Zizek’in hedefine koyduğu “politik adap” (“political correctness”, kısaca “PC”) çizgisinde mealci, tevsirci, küreselleşmeci / batı uşağı “entelektüeller” yetiştirdiler.

Çözüm tabii ki İmam Hatip eğitiminde değildir. Türkiye Cumhuriyeti artık çağdaş uygarlık düzeyinde kendi eğitim sistemini tasarlama ve uygulama deneyimine sahiptir: Köy Enstitüleri’nden sonra Fen Liseleri, Anadolu Liseleri vb çok güçlü örnekler ortadadır. Batılılaşma için Batılının eğitiminden medet umulamaz. Özel Yabancı Okullar kapatılmalıdır. Konuya doğrudan isabet eden aşağıdaki yazı 2000 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nde yer aldı.

Cumhuriyet, 19 Temmuz 2000, Arka Sayfa – tıkla ve pdf olarak indir!

Cumhuriyet, 21 Temmuz 2000, Arka Sayfa – tıkla ve pdf olarak indir!

Continue reading “Emperyalizmin Tahta Atları – Atilla İlhan, Engin Kurtay”

Cinselliğin Politikası (olmaz) – Bölüm 3 – Prof Slavoj Zizek

tmp_7887-gorsel-4863370659

LGBT trendi standard kabul edilmiş cinsel karşıtlığın “yapı çözümlemesini” (deconstruction) yapabilir. İç gerilim ve tutarsızlıkları içinde tarihsel varoluş koşullarını göstererek, cinsel ayrımı kendiliğinden verili bir varoluşsal özelliğimiz olmaktan da çıkarabilir (de-ontologize). Ne var ki bütün bu doktrin, sayısız cinsel tercihin zorla ikili cinsel karşıtlığa (kadın ve erkek) sıkıştırılmış olduğunu, eğer ki bu ikili karşıtlıktan, yapay ve sıkı sıkıya belli kılıflardan sıyrılabilirsek özgürleşeceğimiz varsayımına dayanır. Neymiş efendim, hele ki şu ikili karşıtlıktan kendimizi kurtaralım, işte o zaman kendimizi gey, çiftcinsiyetli, ya da her neysek, o şekilde kendimizi bulabilirmişiz… Lacancı formül ise kazın ayağının hiç de öyle olmadığı söyler: karşıtlık (antagonizm) ve buna bağlı iç gerilim zaten cinselliğin temel kurucu ögesidir ve bu nedenle başka hiç bir tercihin hakikatine indirgenemez. Ne kadar farklı sınıflandırmalar yaparsanız yapın, bu iç gerilimi boşaltamazsınız. Continue reading “Cinselliğin Politikası (olmaz) – Bölüm 3 – Prof Slavoj Zizek”

Sexual is (not) Political – Part 3 – Prof Slavoj Zizek

tmp_7887-gorsel-4863370659

Although the LGBT trend is right in “deconstructing” the standard normative sexual opposition, in de-ontologizing it, however, it reduces this tension to the fact that the plurality of sexual positions is forcefully reduced to the normative straight-jacket of the binary opposition of masculine and feminine, with the idea that, if we get away with this straight-jacket, we will get a full blossoming multiplicity of sexual positions (LGBT etc.), each of them with a full ontological consistency: once we get rid of the binary straight-jacket, I can fully recognize myself as gay, bisexual, or whatever. From the Lacanian standpoint, however, the antagonistic tension is irreducible, it is constitutive of the sexual as such, and no amount of classificatory diversification and multiplication can save us from it. Continue reading “Sexual is (not) Political – Part 3 – Prof Slavoj Zizek”

Sexual is (not) Political – Part 2 – Prof Slavoj Zizek

tmp_10679-gorsel-1463884116
Trudeau, profiting from the parade

The irony of this parade is that the situation from decades ago is almost symmetrically inverted: now it is heterosexuality which is tolerated, of course, but it is expected from heterosexual majority not to display their orientation with too much pride since such display would be instantly qualified as heterosexist – heterosexuality is (not explicitly but subtly) perceived as a limitation, as a sexual orientation which is opportunistically satisfied with the old established patterns and avoids the risk to explore new liberating possibilities, as an impassive submission to the libidinal order imposed by the structure of social domination.
Continue reading “Sexual is (not) Political – Part 2 – Prof Slavoj Zizek”

Cinselliğin Politikası (olmaz) – Bölüm 2 – Prof Slavoj Zizek

tmp_10679-gorsel-1463884116
Kanada Başbakanı Trudeau, Onur Yürüyüşünden nemalanırken..

Karşıcinsçiliğe bu eleştirel bakış her ne kadar normatif olmama, farklı yönelimlere açık olma iddasında olsa da, bunu alttan alta karşıcinsel-olmayan [non-heterosexual] yönelimlere ayrıcalık yüklemeden yapamıyordu. Bu ayrıcalık yüklemesi de, karşıcinsel-olmayan [non-heterosexual] yönelimlerin – en azından – egemen ideolojinin etkisinden daha bağımsız olduklarına ve egemen ideolojiye karşı radikal bir karşı çıkışı temsil ettiklerine dair imalar içeriyordu.

Continue reading “Cinselliğin Politikası (olmaz) – Bölüm 2 – Prof Slavoj Zizek”

Rodos’taki 16 merminin Katar bağlantısı

JOINT ARTICLE WITH PROF ŞENER ÜŞÜMEZSOY – THE REDSKIN!!!!

tmp_3473-64C4C3A3EB52C9123C030F6B1BA1B982666061266

Bakan olmadan önce Türk dostu olan Pangalos, bakan olduktan sonra düşman rolü benimsemekte zorlandığından mecliste uyumayı tercih ediyordu..

Hobbes’un Leviathan’da anlattığı ve Profesör Zizek’in daha sofistike teorisini yaptığı gibi, etnik ve dini pleb kategoriler kendi hallerine bırakıldıklarında barış içinde yaşama becerisine sahip değildir. Bu yüzden çokkültürcü anarşist ve liberal tolerans doktrinleri çalışmaz. Bu nedenle barışın kalıcı şekilde korunması için kimlik çeşitliliğini –onaylayan ve olumlayan değil– silen, saymayan, görmeyen, tüm mevzuatı bunları göz ardı edecek şekilde nötr ve kayıtsız kurgulanmış aydınlanmacı-akılcı bir üst siyasal otorite (laik, modern devlet) gereklidir. Continue reading “Rodos’taki 16 merminin Katar bağlantısı”

Contradictions and possibilities tangling in Qatar

– JOINT ARTICLE WITH PROF ŞENER ÜŞÜMEZSOY – THE REDSKIN! –

LNGimpresario

Charif Souki – The man behind the crises in the Middle East (indirectly, and not aware of it..)

Ethnic and religious identities are all pleb categories. They are not determinative. But they are tools in the hands of rulers. We can not understand the logic behind violence by looking at them. That nowadays typical offscouring social scientist model seeking the truth in cultural and identity researches provides the kind of information that can make these pleb categories to both embrace or combat each other. However the rulers do not take decisions according to that kind of information but they think on what to do according to systemic and geopolitical necessities that here we seek their pathways. And it is only afterwards that the rulers use that information provided by offscouring – identity politics – “academician” to fabricate whatever needed – the clash or the hug, the enmity or the fraternity – within plebs. It was for this reason that we have already explained that the nowadays type of postmodern / post-structuralist academics and academy was not able to produce “science” and “knowledge” (conoscenze; conaissance; savoir) in the real sense of the word but could just produce “information”. It produces data and stores, categorizes and presents it -in-form-of- “information”, but it can not convert it into “knowledge”, since it does not have a complete understanding of human life to come up with a political project, that is to say, a “big narrative”. In other words, they lack the jakoben spirit that they should bear by the very definition of the word “academy”. For this reason, they can not escape but being tools to rulers. Continue reading “Contradictions and possibilities tangling in Qatar”

Cinselliğin Politikası (olmaz) – Bölüm 1 – Prof Slavoj Zizek

tmp_19073-gorsel-5250433332

[Çevirenin Notu: Profesör Zizek’in bu yazısının daha kısa bir versiyonu 1 Ağutos 2016’da The Philosophical Salon’da yayımlandı. Kimlik siyasetine karşı bugüne değin en derli toplu ve güçlü eleştiriyi ortaya koymasıyla da, bu paradigmada kalem oynatmaktan ekmek yiyen liberal-sol çevrelerde kıyamet kopardı.

Yazının The Philosophical Salon’da yayımlanan ilk versiyonunda Profesör Zizek, Kemalist Devrim yıllarında Erzurum’da kıyafet devrimine muhalefetten idam edildiği iddia edilen “Şalcı Bacı” hikayesine kısa bir paragrafla değiniyordu. Çeviriye başlamadan önce Profesör Zizek’e, bu hikayeye ilk kez 60’ların sonunda şair Necip Fazıl Kısakürek’te rastlandığını, ondan önce bir kaynak bulunmadığını, islamcı ve liberal yazarların da Kısakürek dışında referans gösteremediklerini, islamcı bir yazar tarafından olaya delil diye gösterilen bir fotoğrafın da Erzurum’da değil başka bir ilde yıllar sonra cinayetten hüküm giyen bir kadına ait olduğunun ortaya çıktığını, Erzurum’a ait İstiklal Mahkemeleri tutanakları da yayımlanmadığından hikayeyi doğrulama imkanı bulunmadığını, dolayısıyla da karşı-devrimci propaganda ürünü bir palavra olma olasılığının güçlü olduğunu anlattık ve çeviride bununla ilgili ne yapmamız gerektiğini sorduk. Profesör, yazıdan o bölümün çıkarılıp atılması talimatını verdi. Ayrıca Sendika.Org okurlarına özel, 2017 Eylül ayında yayımlanacak son kitabından – Incontinence of the Void, MIT Press, September 2017 – bölümler de ekleyerek, yazının daha uzun ve kapsamlı bir versiyonunu oluşturdu ve gönderdi.

Continue reading “Cinselliğin Politikası (olmaz) – Bölüm 1 – Prof Slavoj Zizek”

Sexual is (not) Political – Part 1 – Prof Slavoj Zizek

tmp_19073-gorsel-5250433332

People often ask themselves if a person can really imagine what it is to be another person; what a psychoanalyst would have added to this is that we also cannot imagine what is to be ourselves – or, more precisely, we (only) imagine that we are ourselves without really being it – and here is an example of this impossibility to be oneself. Continue reading “Sexual is (not) Political – Part 1 – Prof Slavoj Zizek”

New Geopolitics of the Middle East in the Era of Robotic Revolution

– JOINT ARTICLE WITH PROF SENER USUMEZSOY – THE REDSKIN ! –

resim11-12

The symbol name of the new US + Russia alliance: Rex Tillerson (T-Rex)

The US must first prevent the entry of new energy suppliers into the market in order to fund large-scale Shale Gas investments and then to evaluate the new horizon that opens up its front. The US will fully use this opportunity to overcome the ongoing global deflationary crisis and to leap to a new model of capital accumulation. Continue reading “New Geopolitics of the Middle East in the Era of Robotic Revolution”

Ortadoğu çukurundan robotik devrime yeni jeopolitik dinamikler

– JOINT ARTICLE WITH PROF ŞENER ÜŞÜMEZSOY – THE REDSKIN! –

resim11-12

Yeni Amerikan + Rus ittifakının simge ismi: Rex Tillerson (T-Rex)

ABD öncelikle devasa Kaya Gazı yatırımlarının finansmanını sağlamak, sonra da bu sayede önüne açılan yeni ufku değerlendirebilmek için piyasaya yeni enerji tedarikçilerinin girmesini engellemek zorunda. Süregiden küresel deflasyonist krizi aşmak ve yeni bir sermaye birikim modeline sıçramak için ABD bu olanağı sonuna kadar kullanacaktır. Continue reading “Ortadoğu çukurundan robotik devrime yeni jeopolitik dinamikler”

Kemalistlerin ‘Kürt koridoru’ yanılgısı ve aydınlar arası iletişim(sizlik)

– JOINT ARTICLE WITH PROF ŞENER ÜŞÜMEZSOY – THE REDSKIN! –

16a-JanHus

Jan Hus… Another “Professor” par excellence.

Originally published on Sendika10.org.

Gelinen noktada Türk ulusalcılarının, Kemalistlerin “Kürt koridorunu” hala bir “korku nesnesi” olarak algılaması, büyük resmi görmeyi engelleyen ve bundan sonra ancak topyekun felaketi getirecek bir savaş mantığına hizmet edecektir. İki kaybedenin, yani Türkiye’nin ilerici aydınları (Kemalistler ve ulusalcılar da dahil) ve “koridordaki” Kürtler, aralarında konuşabilmeleri ve birbirlerine güvenecekleri ortak politikayı üretebilmeleri gerekir. Felakete gidişi durdurmak için tek şans budur.

Continue reading “Kemalistlerin ‘Kürt koridoru’ yanılgısı ve aydınlar arası iletişim(sizlik)”

Türkiye’nin butch lezbiyenleri

İşin özeti şu: Putogan’a karşı olmak

Originally published on Sendika10.org.

Prof. Slavoj Zizek
Prof. Slavoj Zizek

Profesör Slavoj Žižek’in İngilizce orijinalini 3 Şubat 2016 tarihinde Sendika.Org’a gönderdiği bu makalenin, ayrıca New Statesman’da yayımlanan versiyondan hareketle kısaltılmış bir özeti 4 Şubat 2016’da Cumhuriyet Gazetesi’nde haber olarak yayımlanmıştır. Makalenin tamamı Engin Kurtay tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir Continue reading “İşin özeti şu: Putogan’a karşı olmak”

Fanteziyi katetmek gerekir

Originally published on Sendika10.org.

Prof Slavoj Zizek

Sam Kriss’e ikinci yanıt olarak hazırlanan bu makale, İngilizce olarak Profesör Slavoj Žižek tarafından Sendika.Org’a 10 Aralık 2015’te gönderilmiş, makalenin daha kısa bir versiyonu 28 Aralık 2015 tarihinde In These Times’da yayımlanmıştır. Kaçak Saray sözcüsü İbrahim Kalın’ın polemiğine de konu olan makalenin geniş hali Engin Kurtay tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir Continue reading “Fanteziyi katetmek gerekir”