Cinselliğin Politikası (olmaz) – Bölüm 4 – Prof Slavoj Žižek

Bizim üzerinde çalışacağımız asıl eksen, bu ortadaki iki “normal” arasındaki çatışma eksenidir [y ekseni]. Meselemiz, ortadaki bu iki kampın her ikisinin de kendi tarafındaki aşırı versiyonunu görmezden gelerek bununla hesaplaşmaktan yan çizmesidir. Ilımlı-muhafazakar müslümanlar müslümanlığın IŞİD-Boko Haram tipi baskıcı barbar versiyonunu görmezden gelir, benzer şekilde kadın ve gey haklarının “açık fikirli” savunucuları da LGBT+’nın maskaralıklarını görmezden gelir. Ortadaki bu her iki kamp da, kendi taraflarından üreyen bu aşırı uçların kendi [dünya kurgularında, kuramlarında] çözümsüz bıraktıkları noktalardan üreyen arızalar olduğunu tartışmak istemezler.

Continue reading “Cinselliğin Politikası (olmaz) – Bölüm 4 – Prof Slavoj Žižek”

Sexual is (not) Political – Part 4 – Prof Slavoj Žižek

The opposition between the sexual politics (“biopolitics” in Foucaultian terms) of religious fundamentalism (whose extreme cases are ISIS and Boko Haram) and the radicalism of LGBT+ forms an axis of excesses from which one should distinguish another axis [axis-y], the one of the opposition between the two “normal” (and much more predominant) stances, the “normal” conservative family ideology which is ready to deplore the extremist excesses [the red curve], and the “normal” stance of liberal permissiveness which supports feminism and gay rights but prefers to mockingly dismiss the excesses of LGBT+ [the blue curve].

The basic axis is this one [y]. And each of its two opposed poles [the closer peaks to y-axis of both red and blue curves] tends to dismiss its radicalized version (Muslim-style extreme subordination of women is rejected by moderate-conservative Muslims; the excessive measures advocated by LGBT+ are also rejected by the mainstream advocates of women’s rights and of gay rights). Each side rejects such extremes as its own pathological outgrowth, as something belonging to those who have lost the proper human measure.

Continue reading “Sexual is (not) Political – Part 4 – Prof Slavoj Žižek”

Cinselliğin Politikası (olmaz) – Bölüm 3 – Prof Slavoj Zizek

tmp_7887-gorsel-4863370659

LGBT trendi standard kabul edilmiş cinsel karşıtlığın “yapı çözümlemesini” (deconstruction) yapabilir. İç gerilim ve tutarsızlıkları içinde tarihsel varoluş koşullarını göstererek, cinsel ayrımı kendiliğinden verili bir varoluşsal özelliğimiz olmaktan da çıkarabilir (de-ontologize). Ne var ki bütün bu doktrin, sayısız cinsel tercihin zorla ikili cinsel karşıtlığa (kadın ve erkek) sıkıştırılmış olduğunu, eğer ki bu ikili karşıtlıktan, yapay ve sıkı sıkıya belli kılıflardan sıyrılabilirsek özgürleşeceğimiz varsayımına dayanır. Neymiş efendim, hele ki şu ikili karşıtlıktan kendimizi kurtaralım, işte o zaman kendimizi gey, çiftcinsiyetli, ya da her neysek, o şekilde kendimizi bulabilirmişiz… Lacancı formül ise kazın ayağının hiç de öyle olmadığı söyler: karşıtlık (antagonizm) ve buna bağlı iç gerilim zaten cinselliğin temel kurucu ögesidir ve bu nedenle başka hiç bir tercihin hakikatine indirgenemez. Ne kadar farklı sınıflandırmalar yaparsanız yapın, bu iç gerilimi boşaltamazsınız. Continue reading “Cinselliğin Politikası (olmaz) – Bölüm 3 – Prof Slavoj Zizek”

Sexual is (not) Political – Part 3 – Prof Slavoj Zizek

tmp_7887-gorsel-4863370659

Although the LGBT trend is right in “deconstructing” the standard normative sexual opposition, in de-ontologizing it, however, it reduces this tension to the fact that the plurality of sexual positions is forcefully reduced to the normative straight-jacket of the binary opposition of masculine and feminine, with the idea that, if we get away with this straight-jacket, we will get a full blossoming multiplicity of sexual positions (LGBT etc.), each of them with a full ontological consistency: once we get rid of the binary straight-jacket, I can fully recognize myself as gay, bisexual, or whatever. From the Lacanian standpoint, however, the antagonistic tension is irreducible, it is constitutive of the sexual as such, and no amount of classificatory diversification and multiplication can save us from it. Continue reading “Sexual is (not) Political – Part 3 – Prof Slavoj Zizek”

Sexual is (not) Political – Part 2 – Prof Slavoj Zizek

tmp_10679-gorsel-1463884116
Trudeau, profiting from the parade

The irony of this parade is that the situation from decades ago is almost symmetrically inverted: now it is heterosexuality which is tolerated, of course, but it is expected from heterosexual majority not to display their orientation with too much pride since such display would be instantly qualified as heterosexist – heterosexuality is (not explicitly but subtly) perceived as a limitation, as a sexual orientation which is opportunistically satisfied with the old established patterns and avoids the risk to explore new liberating possibilities, as an impassive submission to the libidinal order imposed by the structure of social domination.
Continue reading “Sexual is (not) Political – Part 2 – Prof Slavoj Zizek”

Cinselliğin Politikası (olmaz) – Bölüm 2 – Prof Slavoj Zizek

tmp_10679-gorsel-1463884116
Kanada Başbakanı Trudeau, Onur Yürüyüşünden nemalanırken..

Karşıcinsçiliğe bu eleştirel bakış her ne kadar normatif olmama, farklı yönelimlere açık olma iddasında olsa da, bunu alttan alta karşıcinsel-olmayan [non-heterosexual] yönelimlere ayrıcalık yüklemeden yapamıyordu. Bu ayrıcalık yüklemesi de, karşıcinsel-olmayan [non-heterosexual] yönelimlerin – en azından – egemen ideolojinin etkisinden daha bağımsız olduklarına ve egemen ideolojiye karşı radikal bir karşı çıkışı temsil ettiklerine dair imalar içeriyordu.

Continue reading “Cinselliğin Politikası (olmaz) – Bölüm 2 – Prof Slavoj Zizek”

Cinselliğin Politikası (olmaz) – Bölüm 1 – Prof Slavoj Zizek

tmp_19073-gorsel-5250433332

[Çevirenin Notu: Profesör Zizek’in bu yazısının daha kısa bir versiyonu 1 Ağutos 2016’da The Philosophical Salon’da yayımlandı. Kimlik siyasetine karşı bugüne değin en derli toplu ve güçlü eleştiriyi ortaya koymasıyla da, bu paradigmada kalem oynatmaktan ekmek yiyen liberal-sol çevrelerde kıyamet kopardı.

Yazının The Philosophical Salon’da yayımlanan ilk versiyonunda Profesör Zizek, Kemalist Devrim yıllarında Erzurum’da kıyafet devrimine muhalefetten idam edildiği iddia edilen “Şalcı Bacı” hikayesine kısa bir paragrafla değiniyordu. Çeviriye başlamadan önce Profesör Zizek’e, bu hikayeye ilk kez 60’ların sonunda şair Necip Fazıl Kısakürek’te rastlandığını, ondan önce bir kaynak bulunmadığını, islamcı ve liberal yazarların da Kısakürek dışında referans gösteremediklerini, islamcı bir yazar tarafından olaya delil diye gösterilen bir fotoğrafın da Erzurum’da değil başka bir ilde yıllar sonra cinayetten hüküm giyen bir kadına ait olduğunun ortaya çıktığını, Erzurum’a ait İstiklal Mahkemeleri tutanakları da yayımlanmadığından hikayeyi doğrulama imkanı bulunmadığını, dolayısıyla da karşı-devrimci propaganda ürünü bir palavra olma olasılığının güçlü olduğunu anlattık ve çeviride bununla ilgili ne yapmamız gerektiğini sorduk. Profesör, yazıdan o bölümün çıkarılıp atılması talimatını verdi. Ayrıca Sendika.Org okurlarına özel, 2017 Eylül ayında yayımlanacak son kitabından – Incontinence of the Void, MIT Press, September 2017 – bölümler de ekleyerek, yazının daha uzun ve kapsamlı bir versiyonunu oluşturdu ve gönderdi.

Continue reading “Cinselliğin Politikası (olmaz) – Bölüm 1 – Prof Slavoj Zizek”

Sexual is (not) Political – Part 1 – Prof Slavoj Zizek

tmp_19073-gorsel-5250433332

People often ask themselves if a person can really imagine what it is to be another person; what a psychoanalyst would have added to this is that we also cannot imagine what is to be ourselves – or, more precisely, we (only) imagine that we are ourselves without really being it – and here is an example of this impossibility to be oneself. Continue reading “Sexual is (not) Political – Part 1 – Prof Slavoj Zizek”

Türkiye’nin butch lezbiyenleri

İşin özeti şu: Putogan’a karşı olmak

Originally published on Sendika10.org.

Prof. Slavoj Zizek
Prof. Slavoj Zizek

Profesör Slavoj Žižek’in İngilizce orijinalini 3 Şubat 2016 tarihinde Sendika.Org’a gönderdiği bu makalenin, ayrıca New Statesman’da yayımlanan versiyondan hareketle kısaltılmış bir özeti 4 Şubat 2016’da Cumhuriyet Gazetesi’nde haber olarak yayımlanmıştır. Makalenin tamamı Engin Kurtay tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir Continue reading “İşin özeti şu: Putogan’a karşı olmak”

Fanteziyi katetmek gerekir

Originally published on Sendika10.org.

Prof Slavoj Zizek

Sam Kriss’e ikinci yanıt olarak hazırlanan bu makale, İngilizce olarak Profesör Slavoj Žižek tarafından Sendika.Org’a 10 Aralık 2015’te gönderilmiş, makalenin daha kısa bir versiyonu 28 Aralık 2015 tarihinde In These Times’da yayımlanmıştır. Kaçak Saray sözcüsü İbrahim Kalın’ın polemiğine de konu olan makalenin geniş hali Engin Kurtay tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir Continue reading “Fanteziyi katetmek gerekir”

Paris saldırıları ertesinde sol ne yapmalı? (5): Eleştirilere yanıt

Originally published on Sendika10.org.

Tabii ki Norveç diye bir yer var…

multeci-manset

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (1): SINIF SAVAŞIMI 

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (2): BİREYSEL ÖZGÜRLÜK

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (3): İSLAMCI SAĞCILIĞIN ELEŞTİRİSİ

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (4): KADDAFİ’NİN SON MESAJI

Tabii ki Norveç diye bir yer var…

Önce şu yukarıdaki tabuyu masaya yatırdığım London Review of Books ve In These Times’ta yayımlanan yazılarıma yönelik sözde-solcu eleştirilerle hesaplaşalım. Jacobin’de yazan Nick Riemer, benim mültecilere yönelik anlamsız tepkileri kışkırttığımı söylüyor: Continue reading “Paris saldırıları ertesinde sol ne yapmalı? (5): Eleştirilere yanıt”

Paris saldırıları ertesinde sol ne yapmalı? (4): Kaddafi’nin son mesajı…

Originally published on Sendika10.org.

“Ey geri zekalılar, bu duvarı yıktığınız zaman binlerce Afrikalının göçü Avrupa’yı cehenneme çevirecek!”

sarkozy-kaddafi

Libya’nın devrik lideri Kaddafi, eski dostu ve eski Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ile birlikte.

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (1): SINIF SAVAŞIMI

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (2): BİREYSEL ÖZGÜRLÜK

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (3): İSLAMCI SAĞCILIĞIN ELEŞTİRİSİ

Mülteci sorununun politik ekonomisi: Küresel kapitalizm ve askeri müdahale

Uzun vadeli nasıl bir stratejimiz olmalı diye düşünmeye başlarken, “mülteci sorununun politik ekonomisi” diye adlandırabileceğimiz, küresel kapitalizm ve askeri müdahalelerin nihai yapısal nedenlerini sorgulamaya başlarız. Karşı karşıya bulunduğumuz kargaşa, Yeni Dünya Düzeni (bkz. çevirenin dipnotu -1) denen olgunun gerçek yüzüdür. “Gelişmekte olan ülkeler” dediğimiz yerleri etkisi altına alan gıda krizini düşünelim: meselenin özünü kimse Birleşmiş Milletler’in 2008’de Dünya Gıda Günü diye düzenlediği toplantıda Bill Clinton kadar doğru ifade etmemişti: “3. Dünya Ülkelerinin çoğunda gıda krizini yolsuzluklara, verimsiz üretime ve devletin piyasa ekonomisine müdahalesine bağlamak yanlış olur. Gıda krizi, tarımın küreselleşmesiyle doğrudan ilişkilidir.” Clinton’ın sözünün özü şuydu: Bu işi biz batırdık, zamanında Başkan olduğum için ben de dahil… Çünkü onun zamanında ekinler yoksulların yaşamsal beslenme hakkına hizmet etmek yerine hızla küreselleşerek genişleyen vadeli-opsiyonlu emtia sözleşme borsalarının ambarlarında istifleniyordu (bkz. çevirenin dipnotu-2). Continue reading “Paris saldırıları ertesinde sol ne yapmalı? (4): Kaddafi’nin son mesajı…”

Paris saldırıları ertesinde sol ne yapmalı? (3): İslamcı-sağcılığın eleştirisi

ingiltereye-seriat-istiyoruzOriginally published on Sendika10.org.

İslamcı-sağcılığa her eleştiriyi “İslamofobi” diye damgalamaktan da vazgeçilmelidir. Liberal-Solcuların bu hastalıklı korkusu asıl kendilerinin İslamofobik olmaktan korkmalarından kaynaklıdır

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (1): SINIF SAVAŞIMI

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (2): BİREYSEL ÖZGÜRLÜK

Solun artık üstesinden gelmesi gereken diğer tabu da, Avrupa’nın ilerici devrimci [bkz Çevirenin dipnotu-1] mirasını, kültür emperyalizmi ve ırkçılık ile denkleştiren göndermelerden kurtarmaktır. Mültecileri ülkelerinden eden bu durumdan Avrupa her ne kadar (kısmen) sorumlu da olsa, zaman artık Avrupa-Merkezci [eurocentrism] olmakla eleştirilme kaygısını bir yana bırakarak politika üretme zamanıdır. Continue reading “Paris saldırıları ertesinde sol ne yapmalı? (3): İslamcı-sağcılığın eleştirisi”

Paris saldırıları ertesinde sol ne yapmalı? (2): Bireysel özgürlükler

Originally published on Sendika10.org.

Toplumsal baskıya karşı bireyin özgürlüklerini güvenceye alacak asgari ve herkes tarafından uyulması zorunlu kuralların belirlenmesi şarttır. Ve bu iş yapılırken “aman ‘Avrupa Merkezci’ görünmeyelim” kaygısı da bir yana bırakılmalıdır.

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (1): SINIF SAVAŞIMI

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (3): İSLAMCI SAĞCILIĞIN ELEŞTİRİSİ

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (4): KADDAFİ’NİN SON MESAJI

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (5): ELEşTIRILERE YANIT

Küresel kapitalizmin çıkmazı giderek kendini daha çok hissettiriyor. Bu çıkmazı nasıl kıracağız? Fredric Jameson çıkar yol olarak toplumun küresel ölçekte askerileşmesini öneriyor (bkz dipnot): Demokratik kaygılarla orda burda filizlenen bağımsız-sivil toplum hareketlerinin çuvallamaya mahkum olduğunu gördük, öyleyse kapitalizmin kısır döngüsü ancak “askerileşme” ile kırılabilir; ekonomilerin piyasa mantığına bırakılmasını askıya alacak bir “askerileşmeden” [militarization] söz ediyoruz. Mülteci krizi de şimdi bu seçeneği denemek için belki bir olanak da sunuyor. Continue reading “Paris saldırıları ertesinde sol ne yapmalı? (2): Bireysel özgürlükler”

Paris saldırıları ertesinde sol ne yapmalı? (1): Sınıf savaşımı

Originally published on Sendika10.org.

Mülteci krizi hakkında kendisine yöneltilen eleştirilere Profesör Zizek’in yanıtı.

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (2): BİREYSEL ÖZGÜRLÜK

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (3): İSLAMCI SAĞCILIĞIN ELEŞTİRİSİ

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (4): KADDAFİ’NİN SON MESAJI

PARİS SALDIRILARI ERTESİNDE SOL NE YAPMALI (5): ELEşTIRILERE YANIT

2015’in ilk yarısında Avrupa gündemini sistemi kökten değiştirmeyi vadeden hareketler meşgul ediyordu (Syriza ve Podemos), yılın ikinci yarısında ise dikkatler “insancıl” çerçevede karşılanmaya çalışılan mülteci sorununa kaydı ve Sınıf Savaşımı kavramı yine gündem dışına atılmış, yerine liberal-çokkültürcü hoşgörü söylemi geçirilmiş oldu. 13 Kasım Cuma günü Paris terör saldırılarıyla da bu kez -yine de büyük çerçevede sosyoekonomik sorunlarla karşı karşıya bulunduğumuzu geveleyen- bu liberal söylem bile sorgulanır oldu: bu kez “demokratik cephe, terörist güçlere karşı amansızca savaşmalı” biçiminde basit bir karşıtlık içinde düşünmeye kilitlendik. Continue reading “Paris saldırıları ertesinde sol ne yapmalı? (1): Sınıf savaşımı”

Charlie Hebdo katliamı üzerine: İlkesine tutkuyla bağlı olmak mı?

Originally published on Sendika10.org.

Prof. Slavoj Zizek

Faşizm, solun toplumda varolan devrimci potansiyeli harekete geçirmede başarısız kaldığı, tatminsizliklerle dolu bir durumdur. İslamcı gericiliğin yükselişi de Müslüman ülkelerdeki laik solun gerilemesine paralel bir süreçte gerçekleşmedi mi? Continue reading “Charlie Hebdo katliamı üzerine: İlkesine tutkuyla bağlı olmak mı?”

IŞİD gerçek köktendincilik için bir yüzkarasıdır

Originally published on Sendika10.org.

Prof. Slavoj Zizek
Prof. Slavoj Zizek

Bu terörist sahte-köktenciler, gerçek köktencilerden farklı olarak inançsızların günahkar yaşantısından derinden etkilenmiş durumdalar. Günahkar hasımlarıyla savaşırken asıl o hasımlarının sahip olduğu yaşantıya karşı kendi içlerindeki hayranlık ve haset duygularıyla savaştıkları anlaşılıyor Continue reading “IŞİD gerçek köktendincilik için bir yüzkarasıdır”

Nymphomaniac’ta Zizek replikleri

Originally published on Sendika10.org.

Danimarkalı ünlü yönetmen Lars Von Trier’in yönettiği Nymphomaniac, Joe adlı kadının 50. yaşına kadar görüp yaşadığı cinsel deneyimlerini konu alıyor. Yalnız yaşayan yaşlı adam Seligman, sokakta yaralı halde bir kadın bulur. Kadını eve getirdiğinde her yerinde darp izleri olduğunu ve dayak yediğini görür. Seligman, Joe’yu evinde misafir eder, yatırır ve yaralarına pansuman yapar.  Bu sırada kadın yaşlı adama hayat hikayesini anlatmaya başlar. Continue reading “Nymphomaniac’ta Zizek replikleri”

Zizek: Etkiler ve tepkiler

Originally published on Sendika10.org.

Kalem korosunu öttüren her zaman para değildir, aşağıda anlattığımız durumda, entelektüellerin skolastik kaygısıdır…

Prof Slavoj Zizek’in son ziyareti (27-28 Ocak 2012) büyük yaygara kopardı. Ziyaretten önce hakkında çıkan “Osmanlıcı”, “Oryantalist” yakıştırmaları nedeniyle övgü ve yergilerle zaten gündemdeydi. Mimar Sinan Üniversitesi’nde iki saat süren argüman fırtınası ise kimseyi memnun etmedi: İslamcı basın aradığını bulamadığı için sustu; Nuray Mert önceki yergilerine yeni malzemeler ekledi; ama asıl önemlisi bu kez Zizek siyasal etnik sol basının şimşeklerini üzerine çekti: BirGün Gazetesi bir günde (5 Şubat 2012 Pazar) üç yergi yazısı yayımlayarak Zizek’i en çok topa tutma rekoruna sahip oldu. Continue reading “Zizek: Etkiler ve tepkiler”