Sahip olmadığın şeyle eğlenmek – Engin Kurtay

(*) Yazının başlığı Todd McGowan’ın, “Enjoying what we don’t have – The political project of psychoanalysis” (University of Nebraska Press, 2013) kitabından ödünç alınmıştır.

(Bu yazının ilk versiyonu Sendika.org’da yayımlanmıştır.)

Bir yoksunluğun simgeleştirilmesi nasıl oluyor da eğlenceye dönüşüyor? Bu mekanizmayı anlamak için Profesör Slavoj Zizek’in “Ego Ideal and the Superego, Lacan as a Viewer of Casablanca” ve Owen Hewitson’s “What Does Lacan Say About … Jouissance?” makaleleri rehberliğinde ilerleyeceğim.

İdeal ego, öznenin (küçük öteki) büyük Öteki tarafından görülmeyi arzuladığı halidir. ‘İmgeseldir’. Ego İdeal ise, öznenin toplumsal kurallar ve yasaya göre kendini konumladığı halidir. ‘Simgeseldir’. Süperego, ego ideal’in kötü ikizidir, karanlık arka yüzüdür. Özneyi kurallara, yasaya uymamakla suçlar, onu yargılar, damgalar, özneyle alay eder. Eğlence ile müstehcenlik arasındaki paradoksal ilintiyi buradan hareketle anlayabiliriz: özne ne kadar itaat etmeye çalışırsa başı o kadar çok derde girer, çünkü süperegonun yargılamasına da o kadar açık (tabi) hale gelir – birbirine karşıt bu ikili (Ego Ideal X süperego) bireyi giderek kendi kendini besleyen bir ‘müstehcen keyif’ kısırdöngüsüne hapseder. Continue reading “Sahip olmadığın şeyle eğlenmek – Engin Kurtay”

Enjoying what we don’t have* – Engin Kurtay

(*) The title is barrowed from the book of Todd McGowan, “Enjoying what we don’t have – The political project of psychoanalysis“, University of Nebraska Press, 2013.

(Sendika.org’da Türkçe’sini okumak için tıkla)

How does the symbolization of a lack turns into fun? To understand this mechanism, I will proceed under the guidance of the articles of Professor Slavoj Zizek’s “Ego Ideal and the Superego, Lacan as a Viewer of Casablanca” and Owen Hewitson’s “What Does Lacan Say About … Jouissance?

The ideal ego is the way the subject (small other) desires to be perceived by Other, thus, it is ‘imaginary’. Ego Ideal, by contrast, is the subject’s self-positionning into societal rules, thus, it’s “symbolic”. The superego is distinguished from Ego Ideal as its back-face, evil twin: it judges, “stigmatizes” the subject by its inadequacy to conform law. It mocks, have fun with it. Here reveals the paradoxical formula that connects ‘jouissance’ to ‘obscene’: The more Subject tends to comply, the more it becomes subject to get judged and stigmatized – and this duality of opposite agencies (Ego Ideal versus the superego) become eventually trapped into a swirl of self-perpetuating ‘obscene jouissance’. Continue reading “Enjoying what we don’t have* – Engin Kurtay”