Taksim komünü: hatalar ve bundan sonra yapılması gerekenler

Originally published on sosyalistforum1.net.

17 Ekim 2018 – Olaydan 5 yıl sonra Olayı yeni baştan bir değerlendirme notu: Bu yazıda, Taksim Komünü’nün eksikleri, başarısızlıkları, yetersizlikleri, olayın gerçekleştiği andaki bakışla ele alınmıştı. Bugün ise bu yazıda sıralanan tespit ve eleştirilerin isabetli olmakla beraber çok naif olduğunu görüyoruz. Bugün Gezi olayının bir kitle manipülasyonu ürünü olduğu ortaya çıkmakla beraber, Gezi için tespit edilen bu durumun aslında tarihte de bir istisna olmadığını, bütün kitle hareketlerinin birer “mühendislik” ürünü manipülasyon olduklarını görmekteyiz. Çakma “deha” Sergei Eisenstein üzerine son dönemde yürüttüğümüz kapsamlı araştırma, bize, kitle hareketine hiç bir otantiklik atfedilemeyeceğini öğretiyor. Bu çerçeveden bakınca, Gezi günlerinde yaptığımız bu tespitler bugün hem çok isabetli hem de bir o kadar beyhude ve naif görünmektedir. Çünkü kitle hareketlerinin rotasını “kitle” belirlemez. Kitle “özne” değildir ve “özne” olamaz. Kitle hareketinin rotasını manipülatörler belirler. Manipülatörün gerçek misyonu ile kitlenin olaya dair ortalama/bileşke kanaati ise, hiç bir zaman örtüşmez. Bu “kayma”/çaprazlık ise, kitlesel/toplumsal bir olgunlaşma/bilinçlenme sorunu değildir, yapısaldır, insanın biyolojik, evrimsel, primat kökeniyle ilgili değişmez bir gerçektir. Kitle hareketi her zaman “geridir”, kitleyi (gerçek bir linç olayı gerçekleşmese bile) linç refleksleri yönetir. Dolayısıyla kitle hareketine ilerici bir hikmet, hakikat vs atfetmek hatadır – Bu yazı henüz 15/06/2013 akşamı Gezi Parkı’ndaki direnişçilerin çadırları dağıtılmadan önce Taksim Komünü günlerinde kaleme (kalem artık geçen yüzyılda kaldı, “klavyeye” demek daha doğru) alınmış, yaklaşık on gün herhangi bir yayın kanalı bulamadan bekledikten sonra 21/06/2013 tarihinde sosyalistforum.net’de yayımlanmıştır. Continue reading “Taksim komünü: hatalar ve bundan sonra yapılması gerekenler”