Kaşıkçı cinayetinin jeopolitiği – Engin Kurtay

Tarih canlıdır. Önce yalan vardır. Olaydan hemen sonraki yalan en inanılır, en az sorgulanır yalandır. Zaman verileri erozyona uğratır ama tarihçilerin yeni kaynaklar bulmasına da vesile olur. Bazen ortaya çıkan tek bir belge ile bütün hikaye değişir, koca bir kütüphane çöp olur. Tarih, amansız bir sorgulama ve araştırma disiplinidir. Konunun içine daldıkça bilmediklerinizin daha fazla, kazın ayağının sandığınızdan daha taraklı olduğunu görürsünüz. Bu yönüyle Tarih en gerçek bilimdir. Continue reading “Kaşıkçı cinayetinin jeopolitiği – Engin Kurtay”

Kasabanın sırrı ve dört koridor

JOINT ARTICLE WITH PROF ŞENER ÜŞÜMEZSOY
THE REDSKIN!!!!

Putin, Sochi’de kasabanın sırrını açıklarken…

Kültür-kimlik siyasetçisinin ‘halk’ dediği şeyin, aslında ‘demokrasi’ kavramındaki ‘demos’a isabet etmediğini tespit etmemiz gerekir. Kültür-kimlik siyasetçisinin dilindeki ‘halk’, türlü politik adapçı isimlendirme cambazlıklarıyla bireye kadar bölünebilen ve gerçekte karşılığı olmayan bir şeydir. ‘Demokrasi’ kavramındaki ‘demos’a karşılık gelen ‘demokratik hak’ ise, ortak bir coğrafyayı ve bu coğrafya üzerinde yaşayan insan topluluğunun (demos’un) bu ortak coğrafyayı paylaşmasından kaynaklı ortak sorunlarıyla başetmek için belirledikleri hak ve sorumluluklara işaret eder. Öyleyse kültür-kimlik siyasetçisinin ‘Demokratik hak’ dediği şey, daha en baştan ‘demokrasi’ sözcüğünün anlamıyla (analitik düzeyde) çelişir: her türlü ayrılık/özerklik talepleri daha en baştan coğrafya ortaklığını ve bu ortaklıktan kaynaklı sorunları yadsımasıyla -tanımdan hareketle- ‘demokratik’ değildir. Dolayısıyla bunu savunmak her durumda ‘demos’un üstünden ve havadan bir konuşma biçimidir.

Continue reading “Kasabanın sırrı ve dört koridor”